Kütahya'da 23 Ekim 2023 tarihinde yerel saatle 02:15'te 4,5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Sarsıntı, şehri ve çevresindeki bölgeleri etkisi altına alarak halk içinde tedirginlik yarattı. Yer bilimciler, depremle ilgili ilk değerlendirmeleri yaparken, kamuoyunu bilgilendirme amaçlı açıklamalarda bulunuldu. Peki, bu sarsıntının ardından neler yaşandı? Kütahya'daki depremin ardından gelişmeleri ve uzman yorumlarını aşağıda bulabilirsiniz.
AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından yapılan açıklamaya göre, depremin merkez üssü Kütahya'nın Savaştepe ilçesi olarak belirlendi. Sarsıntının derinliği ise 7 kilometre olarak ölçüldü. Yeraltındaki bu hareketlilik, bulunduğu konum itibarıyla çevredeki birçok noktadan da hissedildi. Özellikle çevre iller arasında yer alan Eskişehir, Afyonkarahisar ve Bursa'da da hafif titremeler yaşandı. Depremin hemen ardından bölge halkında panik ve korku hâkim oldu. Birçok vatandaş, gece yarısı uykularından uyanarak dışarıya çıktı. Bazı binalarda ufak çaplı hasar meydana gelirken, kamu binaları ve altyapı sistemlerinde herhangi bir olumsuz durum yaşanmadığı bildirildi.
Yer bilimciler, bu büyüklükteki depremlerin Türkiye'nin depremselliği açısından normal olduğunu ifade ediyor. Kütahya'nın yer aldığı fay hatlarıyla ilgili yapılan incelemeler, bölgenin her zaman bir sarsıntı riski taşıdığını ortaya koyuyor. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Deprem Araştırmaları Merkezi'nden Dr. Ahmet Yılmaz, "4,5 büyüklüğündeki bir deprem, genellikle yerel seviyede hissedilir ve ciddi hasarlara neden olmaz. Ancak bölge halkının tetikte kalması önem taşıyor" ifadelerini kullandı. Ayrıca, deprem sonrası yapılması gereken tedbirlerle ilgili olarak halkı uyardı. Afet durumlarında yapılacak en önemli şeylerden birinin, önceden belirlenmiş ve güvenli bir toplanma noktasının belirlenmesi olduğunu vurguladı.
Devletin depremlerle ilgili hazırlıklarını artırması gerektiğine dikkat çeken Dr. Yılmaz, “Eğitim programları ve tatbikatlar, halkın deprem bilincini artırmak açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca, yapısal güvenliği artıracak tedbirlerin alınması da gerekmektedir” görüşünü savundu.
Halkın bilinçlenmesinin yanında, yerel yönetimlerin de eski binalarla ilgili denetimlerini sıklaştırması gerektiği belirtiliyor. Kütahya’da, 1999 İzmit depremi sonrası inşa edilen ve günümüz standartlarına uymayan yapılar, yeni depremler için tehlike arz ediyor. Bu nedenle, şehirdeki eski asansörlerin, binaların ve altyapı sistemlerinin yeniden gözden geçirilmesi büyük önem taşıyor.
Toplum olarak güvenli bir yaşam alanı oluşturabilmek amacıyla bu tür olayları ciddi şekilde değerlendirmek, hem bireysel hem de toplumsal sorumlulukların gereğidir. Güncellenmiş depreme karşı hazırlık planlarının yanı sıra, acil durum kitlerinin evlerde bulundurulması da öneriliyor. Deprem sonrası ilk 72 saat, yardım ekiplerinin ulaşmasının zor olduğu bir dönemdir ve bu süre zarfında ailelerin kendi kendine yeterli olabilmesi hayati öneme sahip.
Kütahya'daki bu son deprem, halk arasında yalnızca bir korku yaratmamış; aynı zamanda depreme karşı hazırlıkların yeniden gözden geçirilmesini sağlamıştır. Depremin büyüklüğü ve etkileri, göz önüne alındığında halkı bilinçlendirecek çalışmaların artması gerektiği bir kez daha kendini göstermiştir. Olası doğal afetlerde hazırlıklı olmanın öneminin altını çizen uzmanlar, her bireyin bu sürece katkıda bulunmasını önermektedir.
Sonuç olarak, Kütahya'da meydana gelen 4,5 büyüklüğündeki deprem, hem yerel hükümetin hem de halkın deprem bilinci açısından atacakları adımların önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’nin birçok bölgesinde aktif olan bu tür fay hatları göz önüne alındığında, Kütahya halkının daima hazırlıklı olmasında fayda var.