Son yıllarda gerçekleştirdiği operasyonlarla dikkat çeken Türk güvenlik güçleri, FETÖ’nün (Fetullahçı Terör Örgütü) 47 ildeki güncel örgüt yapısını deşifre etti. Bu gelişme, birçok kişinin aklındaki "FETÖ'nün halen aktif olduğu yerler nereler?" sorusuna yanıt niteliği taşıyor. Yapılan incelemeler sonucunda, örgütün iç yapısı, finansal kaynakları ve stratejik hedefleri hakkında çarpıcı bilgilere ulaşılmıştır. İşte FETÖ’nün Türkiye’nin dört bir yanındaki yapılanmasıyla ilgili detaylar ve bu durumun toplum üzerindeki etkileri.
FETÖ'nün tarihsel köklerine baktığımızda, 1970’li yıllarda eğitim camiasında başlayan faaliyetlerinin zamanla nasıl geniş bir yapılanmaya dönüştüğünü görebiliyoruz. Özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası örgütün yapısının tamamen çökmesi beklenirken, yapılan araştırmalar, FETÖ’nün belirli stratejiler geliştirerek yeniden yapılanmaya gittiğini ortaya koyuyor. Türkiye genelindeki 47 ildeki yapılanmada, her şehir için belirlenen liderler aracılığıyla bir hiyerarşi oluşturulduğu ve bu yapılanmanın her biriminin birbirinden bağımsız faaliyet gösterdiği ortaya çıkmıştır.
FETÖ, sosyal medya ve iletişim teknolojilerini etkin şekilde kullanarak, kendi ideolojisini yaymaya devam ediyor. Özellikle genç neslin hedef alındığı bu organizasyon, üniversitelerde, sosyal medya platformlarında ve hatta liselerde yeni üyeler kazanmak adına çeşitli stratejiler geliştirmiş durumda. Özellikle 'kripto' olarak adlandırılan gizli üyelerinin, yerel topluluklarda etkin olmasının sağlandığı gözlemlenmiştir. Örgütün, kendi üyeleri üzerinden toplumsal hafızayı etkileme ve kamuoyunu yönlendirme çabalarının bu dönemde arttığı belirtiliyor.
FETÖ'nün varlığını sürdürebilmesi için en önemli adımlardan biri finansal kaynaklarının yönetimidir. Deşifresi yapılan raporlar, örgütün hala hayli güçlü bir ekonomik yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'deki çeşitli şirketler ve iş insanları üzerinden bir fon akışı oluşturdukları belirlenmiştir. Örgütün finansmanını sağlama konusunda, gayrimenkul yatırımları ve eğitim kurumları gibi meşru alanları kullandığı açığa çıkmıştır. Eğitim kurumları, FETÖ'nün hedefleri doğrultusunda beyin yıkama araçları olarak kullanılıyor.
Örgütün bu kaynakları kullanma biçimi ise dikkat çekici. FETÖ, kendi ideolojisini yaymak için bulunduğu şehirlerde sosyal sorumluluk projeleri adı altında çeşitli etkinlikler düzenleyerek, kamuoyunu olumlu bir şekilde etkilemeyi hedefliyor. Bu yolla toplumda kabul görmek ve yerel dinamiklerle güçlü ilişkiler geliştirmek için çaba sarf ediyor. Ancak tüm bu faaliyetlerin arka planda, toplumu manipüle etme amacı taşıdığı unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, FETÖ’nün Türkiye genelindeki 47 ildeki örgüt yapısının deşifre edilmesi, güvenlik güçleri ve istihbarat teşkilatları tarafından gerçekleştirilen titiz çalışmaların bir sonucudur. Ancak hala ortaya çıkmamış veya bilinmeyen birçok yönü bulunmaktadır. Bu nedenle, FETÖ ile mücadele çalışmaları devam etmeli ve toplumda farkındalık oluşturulmalıdır. Yerel yönetimler, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları, bu noktada kritik bir rol üstlenmelidir. FETÖ’nün yeniden yapılanmasına karşı toplumun tüm kesimlerinin dayanışma içinde hareket etmesi zaruridir.
FETÖ’nün geçmişte yaptığı zararların ve günümüzdeki faaliyetlerinin ne denli tehlikeli olduğu düşünülünce, FETÖ ile etkin bir mücadele stratejisi geliştirmek, hem devlet hem de toplum açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin her bir bireyinin, bu tehlikelere karşı bilinçli ve duyarlı olması, ileride benzeri oluşumların önlenmesi açısından son derece önemlidir.