Bu yıl, Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanan olağanüstü hava koşulları, tarım sektöründe derin etkiler yarattı. Özellikle elma yetiştiriciliği ile tanınan bölgelerde, yapılan hasat öncesi meydana gelen dondurucu soğuklar, üreticileri umutsuzluğa sürükledi. Çiftçilerin yıllarca emek verdiği bahçeler, sadece birkaç gün süren soğuk havanın sonucunda adeta birer harabaya döndü. Dondan etkilenen ağaçlar arasında yalnızca bir elma kalmayı başardı; fakat o da çürük çıktı. Bu durum, sektörün geleceği hakkında ciddi endişelere yol açtı.
2013 yılından bu yana tarım alanında yaşanan en zorlu krizlerden birisi, geçen ay Türkiye’nin birçok yerinde hissedilen yüzyılın don olayı oldu. Meteoroloji uzmanları, bu durumu mevsim normallerinin çok altında seyredebilen sıcaklıklarla açıklıyor. Aralık ayında İki hafta süreyle düşen sıcaklıklar, birçok çiftçilik faaliyetinin yanı sıra, özellikle de elma bahçelerini olumsuz etkiledi. Çiftçiler, bu senenin verimliliği ile ilgili büyük umutlar beslerken, yaşanan bu olay büyük bir hayal kırıklığına yol açtı.
Elma ağaçları, kış aylarında donma tehlikesine en hassas olan meyve türlerinden biri. Normal koşullarda, elma ağaçları soğuk havaya belirli bir düzeyde dayanıklıdır ve kış germinasyon süreci boyunca kış uykusuna yatarlar. Ancak bu yıl, düşük sıcaklıklar dondan etkilenen ağaçların sayısını artırdı. Çiftçi Mustafer Gül, "Geçen yıl 10 ton elma üretmiştim. Bu yıl ise sadece bir elma yetiştirdim, o da çürümüş durumda," diyerek üzüntüsünü dile getiriyor.
Dondan etkilenen elma bahçeleri, sadece yerel ekonomi için değil, aynı zamanda ülke genelindeki tarım politikaları açısından da büyük bir tehlike oluşturuyor. Çiftçiler, bu tür doğal felaketlere karşı acil destek paketi talep ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu konuda harekete geçmeyi planlasa da, çiftçiler arasında belirsizlik sürüyor. Uygulanacak desteklere dair herhangi bir resmi açıklama olmaması, çiftçilerin gelecekle ilgili kaygılarını artırıyor.
Uzmanlar, bu tür doğal afetlerin tarımı nasıl etkilediğini ise sadece bu olayla sınırlı kalmadan, tüm dünyada etkilerini yavaşça gösterebileceğini belirtiyor. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için, çiftçilerin de bilinçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu bağlamda, hava koşullarını takip edebilen, yeni teknikler ve yöntemler geliştirebilen bir tarım politikası oluşturulması gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, bu yıl yaşanan yüzyılın soğukları, sadece bir elma yetiştirilip onun da çürüyerek sona ermesiyle kalmadı; aynı zamanda Türkiye'nin tarım sektörü için gelecek yıllar içinde farklı zorluklar yanı sıra yenilikçi çözümler geliştirilmesi gerektiğini açıkça gösterdi. Çiftçilerin sabrı sınanırken, ülke genelinde elma üretiminde yaşanan düşüklük, gıda güvenliği açısından da endişeler doğuruyor. Tarımla ilgili derin bir dönüşüme ihtiyaç var; bu nedenle yetkililerin bir an önce harekete geçmeleri gerekiyor.