Bakan Murat Kurum, CHP Grup Başkanı Özgür Özel'in Hatay’daki kentsel dönüşüm eleştirilerine yanıt verdi. Kurum, Özel’e İzmir’deki kentsel sorunları hatırlatarak, eleştirilerini kendi şehri üzerinde yoğunlaştırmasını tavsiye etti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Hatay’da yapılan kentsel dönüşüm ve deprem sonrası yeniden inşa çalışmalarına yönelik CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in eleştirilerine sert yanıt verdi. Özel’in Hatay’daki inşa ve iyileştirme sürecine yönelik yaptığı yorumlara karşı çıkan Kurum, “Özgür Özel’in Hatay’da eleştirdiği çalışmaları yakından takip ediyoruz. Ancak ona tavsiyem, önce İzmir’deki kentsel sorunlara bakmasıdır” dedi.
Bakan Kurum, Hatay’da depremden sonra yürütülen inşa ve restorasyon projelerinin hızla devam ettiğini, halkın mağduriyetini en aza indirmek için büyük bir çaba sarf edildiğini belirtti. Kurum, Özgür Özel’in eleştirilerinin siyasi bir amaç taşıdığını ve gerçeklerle bağdaşmadığını ifade ederek, Hatay’daki sürecin yerinde ve titizlikle yürütüldüğünü vurguladı.
Kurum, Hatay'da yapılan çalışmaların yalnızca şehirdeki altyapıyı güçlendirmekle kalmadığını, aynı zamanda şehrin tarihi ve kültürel yapısının korunmasına da büyük önem verildiğini söyledi. Özel’in eleştirilerinin haksız ve asılsız olduğunu belirten Kurum, İzmir’de yıllardır çözüm bekleyen kentsel dönüşüm projelerine de dikkat çekti. İzmir’in de deprem riski altında olan bir şehir olduğunu vurgulayan Kurum, Özel’e bu alanda daha yapıcı bir tutum sergilemesi gerektiğini tavsiye etti.
Murat Kurum, Hatay’daki çalışmaların bölge halkı için hayati önem taşıdığını belirterek, hükümetin Hatay ve diğer deprem bölgelerinde yürüttüğü projelere ilişkin tüm gelişmeleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşacağını söyledi. Ayrıca, tüm yerel yönetimlerle iş birliği içinde olunduğunu vurgulayan Kurum, Hatay’da deprem sonrası toparlanma sürecinin hızla tamamlanacağını açıkladı.
Özgür Özel’in eleştirilerine sert bir şekilde karşılık veren Bakan Kurum’un açıklamaları, Türkiye’deki kentsel dönüşüm projeleri ve deprem bölgesi çalışmalarında siyasi tartışmaların ön planda olduğu bir dönemde dikkat çekici bir boyut kazandı.