Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede atılan adımların yetersiz kaldığı bir dönemde, son 338 günde 417 kadın cinayeti işlendiği bildirildi. Bu rakam, kadına yönelik şiddetin geldiği korkutucu boyutları gözler önüne seriyor. 2024 yılına dair veriler, kadınların evde, işte, sokakta ve çeşitli alanlarda her geçen gün daha fazla şiddetle karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
Kadın cinayetleriyle mücadele eden sivil toplum kuruluşları, bu tür şiddet olaylarının sadece istatistiklerden ibaret olmadığını, her birinin bir hayatı, bir aileyi yok ettiğini vurguluyor. Ölümlerin büyük bir kısmı, aile içi şiddet ve eski eşlerden, sevgililerden gelen tehdit ve şiddet sonucu gerçekleşiyor. Ancak, kadına yönelik şiddetin kaynağını sadece bireysel ilişkilerle açıklamak, sorunun çok daha derinlere indiğini görmezden gelmek anlamına geliyor.
Kadın hakları savunucuları, devletin ve toplumun kadına yönelik şiddetle mücadelede daha etkin adımlar atması gerektiğini belirtiyor. Şiddetle mücadele için hukuki reformlar ve daha sağlam bir denetim mekanizması oluşturulması gerektiği ifade ediliyor. Bu bağlamda, kadına yönelik şiddetle ilgili daha fazla eğitim, farkındalık çalışmaları ve yasal önlemler önerilmektedir.
Son yıllarda artan kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve kadına yönelik ayrımcılığın daha fazla gözler önüne serilmesini sağlıyor. Kadınların güvenliğini sağlamak, yalnızca yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda toplumda güçlü bir farkındalık yaratmakla mümkün olacaktır.